Kimisi babasından, kimisi, ak saçlı güngörmüş bir insandan, kimi de komşusundan duymuştur. Duyduğunuz zaman bu tür sözleri pek önemsemezsiniz. Yıllar omuzuna giderek yüklenmeye başladığında, alın çizgileriniz her bir yılın yorgunluğunu iyice hissettirmeye başladığında "babam ne kadar haklıymış" sözüne sarılmaya başlarsınız.
Bilgi ve tecrübe arasında taraf olmamı isterseniz, bilginin tecrübeyle birlikte var olduğunda değerli olduğunu düşünüyorum. Ham bilgi, suyu kaynamayan çaya benzer. Her zaman hamlığını, çiğliğini yanında taşır.
Farklı versiyonları olmakla birlikte bize kadar ulaşmış bir söz var halk arasında. Yöresel farklılıklar olmakla birlikte içerik olarak "ağız tadı" ndan bahseder. Büyükler hep ağız tadından bahsederler. Dualarında, ağız tatlarının yerinde olmasını isterler. Ağız tadı demek, sağlıkla yiyebilmek, konuşabilmek, aile huzuru öncelikli olmak üzere yaşadığımız toplumun huzuru ve mutluluğudur.
Sanırım en çok anlayanlar sadece onu kaybedenler. Çünkü iki nimet kaybedilmeyince anlaşılmıyor büyüklerin tecrübesi. Onlar yaşamışlar... Doksanlı yaşlarda bir ninemiz oğlum dünyada en büyük varlık "ağız tadı" demişti. Başımızda kavak yelleri estiği dönemlerde bir "şeker alırsan ağzın tatlanır" şeklinde hayata bakışımızı saçlarımızın ağarmasıyla öğrenmeye başladık nihayet...
İşte yaş almış büyüklerimizden bir söz daha... "Bak oğul, deh deyince gidiyorsa at, bir bardak su veriyorsa avrat, bir de hayırlı çıkmışsa evlat, düğüne gitmeye ne gerek var, düğün senin evinde, gir oynaa çık oynaa... Ancak... Deh deyince gitmiyorsa at, bir bardak su vermiyorsa avrat, bir de hayırlı çıkmadıysa evlat, ne işin var ölü evinde, ölü senin evinde, gir ağlaa çık ağlaa..."
Mutluluk ve huzur yuvada başlar. Yuvanın temeli ağızların tadıdır. Efendimiz yuvanın bereketini, ne mala mülke, ne de güzelliğe yüklememiş. Yuvanın bereketini temelini güvenilir olmaya, doğru, dürüst ve adil olmaya indirgeyerek eşler arasında seçimin " ahlâk güzelliği " olması gerektiğini ifade ederek evin ağız tadının huzura, saygıya bağlı olduğunu ifade etmiştir.
Bu geniş kavramı işin uzmanlarına bırakarak evlerin “düğün evi” neşesinde olması için atılan adımların temelinde karşılıklı saygı temelli, sadakat kültürüne dayalı "iyi ve kötü" günde birlikte sevinip birlikte ağlayabilmenin adımını atabilmektir. Onun için yaşamış "ak saçlılar" derler ki; "gençler bilebilseydi, ihtiyarlar yapabilseydi."
Büyüklerin yaşanmış tecrübelerinden faydalanmak istiyorsanız onların gönül bahçesine girerek çiçekler toplamaya başlayın. Tecrübe, birikim ve güzel sözlerin toprağın altına gitmesine izin vermeyin.
Ağzınızın tadı hiç bozulmasın.
N.YILDIRIM
Dernek Başkanı: 0543 680 80 50 (Ara)
2019 © AFŞAR HABER - Tüm Hakları Saklıdır.
Yazılım: HK Asistan, Ceyuka SMS
